Zalimin ve zulümlerinin haddinden fazla olduğu bir dünyada gerçek manada insan olmak, insan kalabilmek oldukça zor. İnsansanız kalbiniz sürekli kanar. Sürekli kan kaybeder vücudunuz.
Vicdanlı hiçbir insan, bırak vicdanı hiç kimse kabul etmez bir füzeyle parçalanmayı, bir füzeyle yıkılan binanın enkazı altında kalmayı.
Ailesinden hiç kimsenin, hanımının, çocuklarının, anasının, babasının ve sevdiklerinden kimsenin böyle bir durumda kalarak ölmesini istemez. Müslümanlık da değil, tamamen insan olmakla alakalı bir durum.
Yıllardır Filistinlilerin zulme uğradıkları doğrudur. Kanlarının akıtıldığı doğrudur. Yollarının kesildiği, Mescid-i Aksa’da ibadetlerinin engellendiği doğrudur.
Zalimlerin pençesi altında yıllardır inlemekte Filistinli halk doğrudur.
Bunları dünyanın seyrettiği de doğrudur.
Mazlum olduklarına hakperest insanlar hak vermiş ve savunmuşlardır. Mazlumiyet onların haklılığının da ispatıdır.
Taa ki o güne kadar…
Müslüman ya da gayri Müslim her kim olursa olsun, durup dururken bir insanı öldürmeye kimsenin hakkı yoktur. Böyle bir hakkı Yaratıcı kimseye vermemiştir.
Savaşlarda bile siviller, hastaneler, ibadethaneler milletler arası hukukla korunmaktadır. Bir konsere saldırmanın haklılık payı elbette yoktur. Karşı tarafa da, bu yapılan saldırıların sivillerin olduğu, hastanelerin olduğu, okulların bulunduğu yerlere saldırması hakkını vermez, böyle bir hak olmadığı gibi bu bir insanlık suçu, savaş suçudur.
*
Kurtlar etrafı çevrili ağılın etrafında toplanmış birbirlerine yaptıkları avları anlatarak açlıklarını unutmaya çalışıyorlarmış. Gözleri de ağıla girmenin yollarını ararken kafalarında da ağıldaki semizleşmiş koyun ve kuzulardaymış. Etraf muntazam olduğu için içeri girmeleri elbette mümkün olmuyormuş.
Her ne kadar çitleri aşmak için hamleler yapsalar da hepsi boşa çıkmıştır.
Günlerden bir gün kendine güvenen bir koç kurtlara meydan okumuş tabiki muvaffak olamadığından postu hariç hiçbir parçası kalmamıştır.
O zamandan kalan post bir gün bir kurdun elbisesi şekline gelince kurt sürüsü anlam da verememiş ve duruma çok gülmüşler.
Hikmetini sorduklarında da “Günü geldiğinde anlarsınız.” demiş.
O günün gelmesi uzun sürmemiş.
Ağıldaki koçlardan en bakımlı olan, en semiz olan, en güçlü en kudretli olan koçu, etrafından yellemeye başlamışlar, önceki dönemlerde yaptıkları ve postu dışında hiçbir şeyi kalmayan koça yaptıkları gibi. Tarih ibret alınmazsa tekerrür eder sözünden habersiz…
Yapılan yellemeyle adeta uçan koç, bir değil bin kurt ile baş edebileceğini bile düşünmeye başlamış.
Kendini hazır hissettiği günlerden bir gün “Açın!” demiş. “Açın kapıları!”
Aklıselim olanlar, sağduyulu olanlar “Aman!” demişler. “Aman, sakın öyle bir şey yapma, felaketimiz olur.” dese de sözleri dinlenmemiş üstelik de dışlanmışlar.
Açılan kapıdan dünyaya meydan okuyan bir aslan edasıyla çıkmış koç.
Bir arbede, bir gürültü patırtı ortalığı almış götürmüş.
Ağılda bayram havası… “Yaşa!” “Varol kahramanımız!” gibi sloganlar yeri göğü inletmiş. Onlara göre koçları kurtları perişan etmekte.
Sesler kesildiğinde ağılın kapısı açılmış içeriye savaş kazanmış komutan edasıyla boynuzu kırık şekilde bir koç girmiş. Koç denildiğine bakmayın, koçluk sadece posttan ibaret. İçinde ise koç postuna bürünmüş bir kurt.
Kahraman edasıyla karşılanmış, en iyi yemler önüne getirilmiş bir eli yağda bir eli balda…
Kurtlar karınlarının iyice acıktığı bir gün ağılın etrafını sarmışlar ve ulumalarıyla etrafı velveleye verip ağıla psikolojik baskı yapmaya başlamışlar. Bu ulumalar uzadıkça ağılın psikolojisi allak bullak, darmadağın… Kısmen de panik havası…
Bu psikoloji sağlıklı düşünmelerine da manidir. Hepsi korkulu bakışlarla birbirine bakarken huzurlu değillerdir elbette.
“Vasat uygun.” diye düşünen koç postundaki kahraman “Saldıralım!” “Birçok semiz arkadaşımız var, hepimiz bir olursak kurtları paramparça ederiz, başımızdaki bu belayı da def ederiz.” der.
Kapı açılır açılmaz koçların dışarı çıkmasına da kısmen engelleme yapan koç postlu, kurtların içeriye dalmalarına yardımcı olur.
Ortalık savaş alanı… Bağrış çağrış… Anasını arayan kuzular, kuzusunu arayan analar, parçalanmış arkadaşının başında meleyen koyunlar ve “Ne ettik biz!” diye şaşkınca oradan oraya koşuşturan koçlar, koyunlar, kuzular…
Hepsi perişan…
Kurtlarda insaf yoktur…
Isırır yaralar, boğar öldürür, oldukça fazla zarar verme gayretiyle ortalığı et yığını haline getirir.
Fabl burada biter.
*
Eviniz sırçadan ise komşunuzun damına taş atmayın.
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahü anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Bir kimsenin kendi ana babasına sövmesi büyük günahlardandır.” buyurmuştu.
Ashâb-ı kirâm:
“Yâ Resûlallah! İnsan kendi ana babasına hiç söver mi?” deyince:
“Evet, tutar birinin babasına söver, o da onun babasına söver. Birinin anasına söver, o da onun anasına söver.” buyurdu. (Müslim, Îmân 146. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 4)
Başka bir rivayete göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“İnsanın kendi ana babasına lânet etmesi en büyük günahlardandır.” buyurmuştu. Ashâb-ı kirâm:
“Yâ Resûlallah! Bir kimse kendi ana babasına nasıl söver?” deyince:
“Birinin babasına söver, o da onun babasına söver. Adamın anasına söver, o da onun anasına söver.” buyurdu. (Buhârî, Edeb 4. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 120
*
Yazmak istemiyordum yürek sızımdan dolayı Filistin konusunu.
Perişanız günlerdir.
Bakıyorum Gazze gibi etrafı İsrail ile çevrili bir yerden dünyada merhamet namına kırıntı olmayan eli kanlı İsrail’e füzeler, bombalar atılmakta. Acımasızca yıllardır zulmetmiş zalim topluluktan hak almak elbette haktır; fakat yöntemde bir yanlışlık vardır. Yanlışlığın olduğu, günlerdir acımasızca saldıran, binlerce kişinin kanını akıtan ve hunharca Filistinli, Gazzeli katleden zalimlerce ispat edilmiştir.
Ben askerlik dışında herhangi bir askeri eğitim, siyasi eğitim, savaş taktikleri gibi bir eğitim almamışken bu şekilde sivillere saldırmanın, hedefsiz saldırmanın yanlış olacağını, karşı atak yapmaları için “Sıra sizde!” demekten öte bir şey olmadığını düşünebilmişken yıllardır savaşan, taktik bilen Hamas bunu nasıl düşünmemiş?
Bu saldırıyla İsrail’in fethini mi düşünmüşler acaba?
Böyle ise eğer bu gerçekten trajikomik olur.
Sosyal medyada “Zayıf bir grup güçlüye saldırıyorsa orada güçlünün parmağı vardır.” kabilinden sözler dolaşmakta.
Bu zayıf konumdaki Hamas’ın güçlü İsrail’e saldırması “Acaba?..” sorularını akıllara sokuyor.
Gazzeli haklı, Hamas’ın taktiği yanlış… Zararı bütün Filistin halkına…
Gazzeli, Filistinli haklı, zararı bütün Filistin halkı ve İslam âlemine…
İslamiyet’te terörizm yoktur, Müslüman terörist olmaz…
Bu tür olaylar maalesef ve haşa “İslami terörizm” olarak anılır.
Müslüman kanı akıtmaya hevesli olanlara “Buyurun Müslüman kanı akıtın!” demek olur.
*
Çok kişi bu olaylara cihat diye baksa da birçoğu da bu işin içinde farklı işlerin olduğu, dalaverelerin döndüğü, kutupların güç denediği, maşaların ortalığı karıştırıp dünyayı, üçüncü dünya savaşı yangınına çevirebileceği endişesini taşımakta.
Gerçekten Hamas’ın İsrail’e saldırmasının amacı neydi acaba?
*
Güzel ve huzur dolu bir dünya için dualarımla…
Yorum yazarak Başkentte Karar - Son Dakika Haberleri Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Başkentte Karar - Son Dakika Haberleri hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Başkentte Karar - Son Dakika Haberleri editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Başkentte Karar - Son Dakika Haberleri değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Başkentte Karar - Son Dakika Haberleri Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Başkentte Karar - Son Dakika Haberleri hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Başkentte Karar - Son Dakika Haberleri editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Başkentte Karar - Son Dakika Haberleri değil haberi geçen ajanstır.